1 Ocak 1943 tarihini gösterirken takvimler ve pek sıcakken savaşan dünyamız,
İstanbul'un Anadolu yakasında doğan çocuğun ismiyle sarsılıp, "yahu yeter
artık" demiş midir bilinmez, ama adı "Barış" konulan çocuğun ailesinin
mevcut dünya koşullarından memnun olduğu söylenemezdi herhalde...İlk çocuklarına
Savaş ismini koyan aile, ikinci çocuklarını savaş sonrası neslin önemli
bir figürü olacağını muhtemelen öngörmemişlerdi, ama o, hem anneden gelen
müzik yeteneğini değerlendirmiş, hem de hiçbir şeyin eskisi gibi olmasına
razı olmayan bir kuşağın müziği rockn'rollu, savaş görmüş varoluşçu
Sartre ağabeyini tanımıştı.
Saçın uzun olmasının ne demeye geldiğini bilmiş, sanılanın aksine toplumuna
ilk andan itibaren "toplan" veya "gevşe" diyerek hükmedememişti. Bitli
beatnik olarak dışlandığı, şişman twistçi genç olarak tebessümle karşılandığı
ve hatta Moğollar'la çıktığı bir turnede minibüsüne bomba konulduğu olmuştu.
Ülkemizin geçtiği yerlerden o da geçmiş, o da evrilmiş, bilinçlenmiş,
körelmiş; ancak bizden bir iki adım öteye gidebilmiş ve kaplumbağanın öyküsünü
kendi bünyesinde tamamlamıştır.
Başlangıç itibari ile şanslı bir çocuktur. Annesi Rikkat Uyanık radyo
sanatçısıdır. Haylazdır, ama Galatasaray Lisesi'nin öğrencisi olabilecek
kadar seçkinler sınıfındadır. Ne gariptir ki müziğimizin batılılaşmayla
koşut yerlileşmesinin öncüleri bir şekilde seçkin aile çocuklarıdır. Erkin
Koray, Cem Karaca gibi bu öncüleri takip edenler ise Ersen, Edip Akbayram
gibi nispeten gariban çocuklardır. Bu da çok doğaldır. Seçkin aile çocukları
önce batının dillerinde şarkı söyleyip "taklit" aşamasını geride bırakmasalar
ve bu müziğin Türkçe yapılabileceğini kabul ettirmeselerdi, dinleyicilerin
Akbayram ve Ersen'in söyleyeceği Tom Jones, Peppino Di Capri şarkılarına
itibar edeceklerini düşünmek hayalcilik olurdu.
Bu nedenle Ah Güzel İstanbul filminde kepazelik olarak lanse edilen
bu denemeleri yapmak bu genç seçkinler için riskli, ama tarihsel misyonları
için kaçınılmazdı.
Manço'nun kaçınılmaz
misyonu önce 1958 yılında Kafadarlar adlı grubuyla başladı. Bu grubu ilk
formatı bir koroyu andıran ve ilk konser hiti(!) Twinkle Twinkle Little
Star olan Harmoniler izledi. Harmoniler zamanla önemli bir rockn'roll
grubu, 1961 yılından sonra ise twist grubu oldu.
1961 yılında ilk Harmoniler'den Manço’yla çalışmayı sürdüren tek
kişi Yavuz Beşorak’tı. Gruptaki asli görevi piyanistlik olan Beşorak, slow
rock parçalarda vokale geçiyor, Manço da piyanoda yer alıyordu. Presley,
Jerry Lee Lewis, Little Richard ve Gene Vincent’in coverlarını yapan grubun
repertuvarını Great Balls of Fire, Jenny Jenny, She’s Got It, Where Is
My Heart, Run Samson Run, Trouble, Long Tall Sally, Runaway gibi şarkılar
oluşturuyordu. Ayrıca Manço’nun ilk bestesi de konserlerde
çalınmaktaydı. “Dream Girl” adlı Balkan melodilerini hatırlatan bu şarkı
Ankara'da Çiftlik Parkında düzenlenen bir yarışmada en iyi beste ödülü
kazanmıştı.
Harmoniler’in 1961 yılı kadrosu şu şekildeydi: Piyanoda Yavuz Beşorak,
elektro gitarlarda Rıza Omayer ve Emre Gönenç, bateride Fikret Zolan, tenor
saksofonda Oğuz Kayıhan, ritm gitar ve vokalde Barış Manço.
1962 yılındaki Harmoniler kadrosunda ilk Harmoniler'de de bulunan Asaf
Savaş Akat bu kez saksofoncu olarak grupta yer alıyordu. Grubun diğer üyeleri
: elektro gitarlarda Mehmet Şahinbaş ve Şanal Pınar, davulda
Batur Pere ve piano ve basta yeralan Osman Önder idi.
Taşplak üretiminde yabancı şirketlerin tekelini kıran Mihran Gürciyan'ın
şirketi Grafson ile anlaşan Manço ve Harmoniler o yıl geçerli olan twist
akımının etkisiyle Let’s Twist Again / The Twist ve The Jet / Twistin’
USA adlı 45'liklerini bu şirketten yayınlamışlardır. Çıt Çıt Twist / Dream
Girl ise biri ilk türkü düzenlemesi, diğeri ilk bestesi olması hasebiyle
Manço'nun daha 19 yaşındayken yaptığı bir ileri çalışma olarak 45'lik tarihimize
geçmiştir. Bu 3 plağın özelliği ülkemizin yerli bir sanatçıya ait
ilk batı müziği tarzında kaydedilmiş 45'likleri olmaları idi. Özellikle
3.plak ile Kara Tren, Burçak Tarlası gibi plaklardan çok daha önce yetkin
bir düzenlemeyle folk müziğine bir batı müziği sanatçısının getirdiği yoruma
şahit olmamız bu plakların önemini arttırmaktadır.
Grup konser repertuvarlarında da yer verdikleri 9/8'lik bir türkü
olan Kızılcıklar ve Urfanın Etrafı Dumanlı Dağlar adlı türküleri de bu
plakların kayıt sessionında çalmışlar, ama bu iki şarkı belki de fazla
cesur olarak nitelendirilerek 45'lik olarak basılmamıştır. Bu kayıtların
gün yüzüne çıkması için ise 1978 yılında Grafson tarafından yayınlanan
Altın Aranjmanlar adlı tanıtım toplama uzunçalarını (sampler) beklemek
gerekecekti.
1963
yılında Belçika Kraliyet Akademisinde eğitimini sürdürmek için Manço'ya
ilk kez gurbet yolu göründü. Mihran Gürciyan'dan 45'likler için aldığı
avans ile Belçika'ya ulaştı. İlk yılını geçim kaygısıyla yapılan ufak tefek
işler ve okul ağırlıklı olarak geçirirken, 1964 yılında uzunca bir aradan
sonra ilk müziksel ürünlerini vermeye başladı. Adamo'nun menajeri
de olan ve aynı zamanda mizah içerikli plakları ile bilinen Henry Salvador'un
Rigolo plak şirketiyle sözleşme imzaladı. Bu şirkette 1964 yılında
içinde "Baby Sitter", "Jenny Jenny", "Quelle Peste"(Poison Ivy), "Un Autre
Amour Que Toi"(Handy Man) adlı şarkıların bulunduğu bir E.P. yaptı. Bu
plağında Manço'ya Johnny Hallyday'in orkestrası Jacques Dan Jean eşlik
ediyordu. Bu dönemde Manço, "Kızılcıklar" adlı 9/8'lik türkünün de içerisinde
yer alacağı bir uzunçalar tasarlıyordu. Ancak böyle bir LP gerçekleşmedi
ve Manço'nun ilk uzunçaları için 1975 sonunu beklemesi gerekti. (Korsan
Dünden Bugüne Lpsini tabii ki saymıyoruz.)
15 Haziran 1965'te ise Manço, Liege kentinde "Yıldızlar Şemsiyesi" adlı
konsere katıldı. Bu konserde çoğunluğu genç ve amatör gruplar oluşturuyordu.
En ünlü isim ise Claude Francois idi. Altı kişilik ve içerisinde Türk olarak
yalnızca kuzeni Şafak Yüzbaşıgil'in bulunduğu Golden Rollers eşliğinde
sahneye çıkan Manço'nun yanısıra bir yıl sonra birleşeceği
Les Mistigris grubu da bu konserin bir başka katılımcısıydı.
1966 yılında ise .Barış Manço önce haberleriyle sonra da bizzat ülkeye
gelmesiyle müzik gündeminde yerini aldı. Belçika'da katıldığı "Folklore
et Amitie" Festivali’nde Manço, Golden Rollers dışında The Folk 4 adlı
Türklerden oluşan bir grupla Kara Tren, Urfanın Etrafı, Bolu Beyi, Aman
Avcı Vurma Beni, Çıt Çıt Twist, Kızılcıklar Oldu Mu ve Fransızcası olan
Bien Fair Pour Toi şeklinde bir repertuvar sundu. Aynı dönemde Manço, şarkı
sözü yazarı Andrei Soulac ile MANLAC adında bir prodüksiyon-halkla ilişkiler
firması kurdu.
1966'nın yaz aylarında ise Türkiye'ye gelen Manço'nun yanında
bu kez Les Mistigris adlı yeni grubu vardı. Les Mistigris grubunda davulda
Francis Lonneux, gitarda Christian Lacombes, basta Paul Vanderbossche'den
bulunuyordu. Manço, bu grupla birlikte radyo programlarına katıldı.
Sahibinin Sesi şirketine "Bien Fait Pour Toi (Kızılcıklar)/Aman Avcı Vurma
Beni" ve "Une Fille/Il Arrivera"yi plak olarak yaptı. Tabii söylemeye bile
lüzum yok: Barış Manço da uzun saçlı olarak ülkeye döndü.
1967 yılının yaz aylarında yine Les Mistigris ile Türkiye'ye gelen Manço
As Klüpte de konser vermeyi ihmal etmedi.
Manço'nun Les Mistigris ile yaptığı son kayıtlar, 1967 sonlarına
doğru bir EP'de toplanarak piyasaya sürüldü. Bu EP'de sonradan Kol
Düğmeleri olarak bilinecek olan Bizim Gibi-Big Boss Man-Seher Vakti-Good
Golly Miss Molly adlı şarkılar yer alıyordu. Barış Manço'nun 1968 başında
Mazhar Alanson, Fuat Güner, Ali Serdar ve Mithat Danışan'dan oluşan Kaygısızlar
ile birleşmesi üzerine İngilizce olan parçalar eski haliyle bırakılmak
üzere Türkçe eserler Kaygısızlar eşliğinde yeniden kaydedilerek yayınlanacaktı.
Barış Manço'nun Sayan'dan çıkardığı bu ilk plakta Bizim Gibi adlı şarkı
Kol Düğmeleri olarak değişecekti.
Barış Manço & Kaygısızlar, Kol Düğmeleri / Big Boss
Man / Seher Vakti / Good Golly Miss Molly parçalarını içeren EP’lerini
1968'de yayınlayıp oldukça geniş bir popülarite elde ettiler. Manço’nun
Liege kentinde eğitimine devam etmesi nedeniyle yaz aylarında bir
araya gelebilen topluluk üçüncü 45’likleri Bebek / Keep Lookin’le birlikte
psychedelic öğeleri Anadolu’nun mistizmiyle birleştirerek vermeye başladılar.
Günümüzde yaygın algılanışı manevi değerlere zarar vermeyen
bir popülist olan Manço, 68 yılında şarlatan, ukala bir beatnik
olarak lanse ediliyordu.
Barış Manço ise Kaygısızlar’la “Trip / Karanlıklar İçinde”, “Kirpiklerin
Ok Ok Eyle / Ağlama Değmez Hayat”, “Kağızman / Anadolu”, ve Paris’te doldurulan
“Flower of Love / Boğaziçi” plaklarını yaptı. Psychedelic tınıların içerisine
serpiştirdiği doğu müziğiyle kendine özgü bir east & west soundu oluşturdu.
Bu plaklardan “Ağlama Değmez Hayat” altın plak aldı.
1970 yılı Barış Manço'nun psychedelic rock'tan tipik anadolu pop sularına
açıldığı bir yıl oldu. Kaygısızlar olmadan girdiği bu yeni yılda Barış
Manço, Jonathan Glemser, Onkhan Tunca (basitçe Okan Tunca), Mounir Ghattas
adlı üç müzisyen ile Türkiye'de "...Ve" diye bilinen yurtdışında
ise"Etc" adıyla lanse ettiği yeni bir grupla çalışmaya başlamıştı. Bu grup
ile "Derule / Küçük Bir Gece Müziği" adlı plağı kaydeden Manço, 1970'in
başında halen acid rock icra etmekten bahseden bir müzisyenken aynı yılın
Ağustos ayında Dağlar Dağlar adlı plağını yayınlayarak günümüzdeki Barış
Manço algısının temellerini atıyordu.
Bu plak herşeyin hem popülist, hem de avantgarde bir uslupla yapılabildiği
büyülü senemiz 1970'in ruhuna uygun olarak aynı şarkının iki farklı yorumu
ile piyasaya sürüldü. İlk yorumda, ki bu Türk kulak yapısına daha yatkın
bir düzenlemeye sahip olduğu için Türk dinleyicisinin ilgisine mazhar
olmuştu, Barış Manço ile kemençe sanatçısı Cüneyt Orhon'un beraberce geleneksel
bir icrayı benimserken, arka yüzünde ise Manço ile Ve
grubunun PSYCHEDELİC-BLUES formunda yaptıkları bir başka versiyon
yer alıyordu. Plağın arka yüzü acid rock dönemi Manço fanlarının
beğenisini kazanmıştı. (Örneğin, bu biyografinin yazarı...)
1970 Ekim'inde Barış Manço'nun Fransa'da Pathe şirketiyle anlaşarak
bir LP hazırlığı içerisinde bulunduğu şeklindeki klasik uzunçalar şaiyaları
hortlasa da bu plak da gerçekleşmeyen Manço plaklarından biri olacaktı.
1970 sonlarında
Ve grubundan ayrılan Barış Manço o dönemde Fransa'da bulunan ve solist
arayışı içinde olan Moğollar grubu ile birleşti. Manchomongol adlı grubun
ilk Türkiye konseri ise 1971 Nisan'ında Manço'nun Platin Plak ödül töreninde
gerçekleşti. Bu konserde, Kirpiklerin Ok Ok Eyle, Derule, Suzanne(sonradan
Şehrazat olarak yayınlanacak), Behind The Dark, Ağrı Dağı Efsanesi(13 dakikalık
Murat Ses versiyonu), Dağlar Dağlar, İşte Hendek İşte Deve, Binboğanın
Kızı, Garip Çoban gibi karma bir repertuvarı sergilediler.
Mayıs ayına kadar olan süreçte Barış Manço Moğollar ile 2 ayrı versiyondan
oluşmak üzere İşte Hendek İşte Deve, Katip Arzuhalim Yaz Yare Böyle
ve Binboğanın Kızı'nı kaydettiler.
1971 Mayıs'ında Barış Manço'nun kabakulak olması nedeniyle grup çalışmaları
kesintiye uğrarken, Mançomongol anlaşmazlığının su yüzüne çıkması için
Manço'nun hastalığı bir bahane oldu. Manço'nun hastalığı 2. haftasındayken
Moğollar yeni solist arayışlarına giriştiler. Mayıs sonlarına
kadar kah birlikte LP yapma, kah ayrılma kararı alan Manchomongol Haziran
ayında kesin olarak dağıldı.
Barış Manço'nun şirketi Sayan ile anlaşmazlığa düştüğü bu dönemde Haziran
ayı içerisinde "İşte Hendek İşte Deve-Katip Arzuhalim" plağı yayınlandı.
Çok zaman geçmeden de Binboğanın Kızı Fikret Kızılok takviyeli Kaygısızlar
ile birlikte 1969 civarında kaydedildiğini tahmin ettiğimiz Ay Osman arka
yüzünü oluşturmak üzere Barış Manço'nun onayı olmadan piyasaya sürüldü.
Moğollar'dan ayrıldıktan sonra Barış Manço, Kurtalan Ekspres'in temellerini
atmak üzere çalışmalarına başladı. Bu yönde, Kaygısızlar ve Milliyet
Liselerarası Müzik Yarışması gruplarından topladığı elemanlarla yeni grubunu
kurmaya koyuldu. Manchomongol'un ses teknisyeni Celal Güven'in de bulunduğu
yeni grubu ile ilk konserini 1971 Ağustos'unda Yeşilköy Reks sinemasında
gerçekleştirdi.
Bu konserde Ali
Serdar ve Nur Moray davulda, Özkan Uğur basta, Celal Güven tumbada, Fuat
Güner gitarda, Erdinç Avcı flütte Barış Manço'ya eşlik ettiler. Sözkonusu
konserde Barış Manço ve ekibi Ay Osman, Dağlar Dağlar, Derule, Katip
Arzuhalim, Binboğanın Kızı, İşte Hendek İşte Deve adlı yapıtlarını seslendirdiler.
Bu konserin akabinde Manço'nun develerle karşılandığı meşhur Kıbrıs
konseri için yola çıkarken Özkan Uğur, Ali Serdar ve Erdinç Avcı gruptan
ayrılınca yerleri Ohannes Kemer(gitar ve yaylı tambur/Kadıköy Ticaret Lisesi),
Hüdai Özgüder (davul) ve Mithat Danışan (bass- eski Kaygısızlar elemanı)
ile takviye edildi. Bu konserde ayrıca Kemal Ebcioğlu'nun org çaldığı bilinmektedir.
İlk örovizyon şarkımız Seninle Bir Dakikanın bestecisi olan Ebcioğlu grubun
süreklilik kazanmayan klavyecilerinden biri idi.
Bu konserden sonra Fuat Güner eski arkadaşı Mazhar Alanson ile çalışmak
üzere gruptan ayrıldı. Grubun Kurtalan Ekspres ismiyle anılması için ise
1972 yılını beklemek gerekti. 1972 Mart'ında ise Hüdai Özgüder'in yerine
Engin Yörükoğlu, Fuat Güner'in yerine ise 1969 yılındaki Kadıköy Ticaret
Lisesi'nin efsanevi kadrosunun şefi Nezih Cihanoğlu katılacaktır.
Barış Manço, 1971 yılında kurduğu grubun ismini nihayet 72 Şubat'ında
koyar.. İlk etapta ismi Kurtalan olarak açıklanan grup,
Tunuslu davulcusu (Mounir Ghattas) ve İngiliz gitaristi(Jonathan Glemser)
ve diğer elemanlardan toplam 8 kişiden oluşacak şekilde kurulacak ve Fransa'da
Mançofolia adı altında plak dolduracaktı.
Manço, "Derule" adlı plağı Türkçe olarak bir Fransız yapımcısı tarafından
Avrupa diskoteklerine sunulurken, bir yandan da asker kaçağı olduğu yönünde
suçlamalara hedef oluyordu. 1972 Nisan'ında Manço koltuğunun altında askerlik
şubesine ibraz etmek için gerekli belgeler bulunmak üzere yurda döndü.
Yanında Paris'te karşılaşıp Türkiyeye dönme konusunda ikna ettiği Moğollar'ın
eski bateristi Engin Yörükoğlu'yu da alarak artık isminin Kurtalan Ekspres
olması kesinleşmiş olan grubunu kurdu.
1972 Mayıs'ında ise grup stüdyoya girerek Ölüm Allah'ın Emri ve
Gamzedeyim Deva Bulmam adlı şarkıları kaydetti. Mayıs sonunda ise grup,
veda konserini vererek Manço'yu askere uğurladı.
1972 Haziran'ında Kurtalan Ekspres'in ilk plağı Türküola tarafından
yayınlandı. İlk plağın yayınlandığı bu dönemde eski şirketi Sayan
da boş durmayarak sonradan toplatılacak olan Fil İle Kurbağa-Je Te Retevaires
adlı ilk yüzü Kaygısızlar, ikinci yüzü Les Mistigris eşliğinde kaydedilmiş
tarihi materyalleri 45'lik olarak yayınladı. Bununla da yetinmeyen şirket,
Manço'nun ilk LP'isini yayınlayıverdi. Bebek şarkısının Lory ismiyle kaydedilmiş
versiyonu ve Kağızman'ın farklı bir versiyonunu da içeren bu LP, resmi
korsanın önemli bir vesikasıdır. (Benzer bir korsan plak 2 yıl sonra Edip
Akbayram'ın ilk uzunçaları kisvesi altında sözkonusu şirket tarafından
yapılacaktır.)
Türküola tarafından yayınlanan Ölüm Allah'ın Emri-Gamzedeyim Deva
Bulmam adlı plakta ise Ohannes Kemer (yaylı tambur, gitar),
Nur Moray(davul), Engin Yörükoğlu(davul), Celal Güven(perküsyon), Özkan
Uğur(bass), Nezih Cihanoğlu(gitar) Kurtalan Ekspresi temsilen çalıyorlardı.
Konuk müzisyenler ise Yılmaz Şenkal(klarinet), Şenol Aka (kanun),
İrfan Küçükçağlar (keman), Yaşar Işın (keman), Metin Çetinöz(çello), Bahattin
Duyarlar(keman) şeklindeydi. Daha önce Manço'nun Fransa'ya gitmesi üzerine
kısa süreliğine Dönüşüm grubunda da çalmış olan Ohannes Kemer, aynı
yılın Temmuz ayında Erol Büyükburç’un Elçiler grubuna transfer oldu.
Aynı ay içerisinde Türküola tarafında Manço'nun eski şirketi Sayan tarafından
izinsiz yayınlanmış olan "Binboğanın Kızı" ve "Fil İle Kurbağa" adlı
plaklar toplatıldı. Eylül ayında ise Nezih Cihanoğlu, Durul Gence'nin topluluğuna(Asia
Minor Mission), Özkan Uğur da Erkin Koray'ın TER grubuna katıldı.
Barış Manço'nun eğitim dönemi biter bitmez konser ortamından uzak kalsa
da plak ile dinleyiciye ulaşma yollarını denedi. Kirkor Kalender(gitar),
Ohannes Kemer(gitar, yaylı tambur), Özkan Uğur, Engin Yörükoğlu, Nur Moray,
Erdinç Avcı (flüt) tarafından yeniden kurulan Kurtalan Ekspres ile Küheylan-Lambaya
Püf De adlı şarkıları kaydederek uzaktan çekilmiş peruklu fotoğrafının
bulunduğu bir zarfla piyasaya sürdü.
Küheylan şarkısı aynı zamanda Manço'nun isminin sağcıya çıkmasına neden
olan ilk eserdir. Parçada geçen aslıhan, neslihan, özümüze dönelim gibi
sözler orta zekalılar tarafından orta asya özlemi olarak algılanmıştır.
Şubat 1973'de yayınlanan bu plağı Manço'nun askerliğinin sonlarına tamamladığı
Genç Osman (1973 Ağustos) takip etti. Genç Osman'ın da bir serhat türküsü
olması Manço'nun sağ cenahta yer aldığı zanlarını kuvvetlendirdi. Bu plakta
Moğollar'ın beyni sayılan Murat Ses'in de grubun saflarına katılmış olması
Kurtalan için önemli bir kazanç olmuştur.
Moğollar sonrasında
Ağrı Dağı Efsanesi ile Turkish Rock türünü yapılandıran Ses, Kurtalan'a
katılımıyla grubun anadolu pop döneminin Ohannes Kemer ile birlikte en
önemli yapıtaşlarından biri oldu. Ses, Manço üzerindeki etkisini gruptan
ayrıldıktan sonra da özellikle 1975'de 2023 ve 1979'da Yeni Bir Gün albümleri
ile sürdürecektir. Murat Ses'in katılımıyla grup önce gitarsız bir formatta
Genç Osman-Gönül Dağı plağını kaydetti. Ohannes Kemer yaylı sazları yönetirken,
Özkan Uğur basta, Engin Yörükoğlu ve Nur Moray davulda, Celal Güven ise
perküsyonda yer aldı. Bu dönemde Murat Ses'in gruba katkısı anadolu pop'un
beylik rifflerinin ötesinde bir rock jazz yaklaşımını içermektedir.
Yıl sonuna doğru terhis olan Barış Manço, 1 Aralık 1973 tarihinde Ankara
Dedeman Sinemasında ilk konserini verdi.
1974 yılında Kurtalan Ekspres'in davulcularından Engin Yörükoğlu askere
gitti ve davulcu sayısı teke düştü. Buna karşılık Ohannes'in yaylı sazlara
yönelmesinden dolayı doldurulması gereken gitarist boşluğu Murat Ses ile
Ağrı Dağı Efsanesinde de çalışmış olan Mustafa Sarışın ile dolduruldu.
Sarışın, yaylı tambur, saz gibi enstrümanları da Ağrı Dağı Efsanesi döneminde
denemiş bir müzisyen olmasına rağmen bu yeteneklerini Kurtalan'da kullanmaya
fırsat bulamamıştır.
1974 yılı içerisinde bu kadro ile "Nazar Eyle-Gülme Ha Gülme" adlı 45'liklerini
kaydettiler. Bu iki çalışma Baykoca Destanı adlı bir konsept çalışmadan
alınma şarkılar olmakla birlikte ilk etapta 45'lik olarak yayınlanmak zorunda
kalındı. Daha sonra Nazar Eyle adlı çalışma 2023 LP'sinin kapsamında
yer alan Baykoca Destanı'ndan çıkartıldı. Öte yandan Destan, Manço'nun
etc. grubuyla yıllar önce kaydettiği "Gelinlik Kızların Dansı" gibi temalarla
zenginleştirilerek 1975 sonlarına doğru bambaşka bir şekil alacaktı.
1974 yılında Avusturalya turnesine çıkan grup orada verdiği konserlerin
kaydedilerek kaset olarak yayınlanması tasarısı hiçbir zaman gerçekleşmedi.
Bu turnenin en önemli sonuçlarından biri de grubun en önemli vagonlarından
Ohannes Kemer'in Avusturalya'da kalarak Gurbet adlı bir grup kurmasıydı.
Ohannes Kemer, Ali Çeviköz (bas),Faruk Öztürkmen(solo gitar), Vedat
Kurangil (davul) tarafından kurulan grubun ömrü 1975 ortalarında Kemer'in
Türkiye'ye dönüşüne kadar devam etti.
1974 Eylül ayında ise bir fuar bitiminde Kurtalan Ekspres istikrarsız
bir döneme adım atıyordu. Murat Ses'in bulunduğu kadro gruptan ayrılırken,
1978 sonuna kadar sürekli değişen elemanlarla çalışan yeni bir grup oluşuyordu.
Bu kadronun özelliği grup harcının tutmaması, bu nedenle müzisyenlerin
yaratıcılıklarını sınırlı olarak kullanmalarıydı.
2023 albümünün tamamlandığı 1975 sonuna kadar Kurtalan Ekspres'in değişmeyen
elemanları Oktay Aldoğan, Nur Moray, Celal Güven ve Mithat Danışan'dı.
Klavyeci eksikliğini 1975 yılında Yalçın Gürbüz ile kısa süreli olarak
geçiştirilirken (Ben Bilirim'de org çalan bu müzisyen/mühendisimizi 1999
Ağustos depreminde kaybettik.) bu işi çoğunlukla Barış Manço kendi maharetiyle
kotarmıştır. Gitaristler ise Nurhan Özcan (1974 sonu Bir Bahar Akşamı-Estergon
Kalesi ve 2023'de bazı bölümler), Ohannes Kemer(2023 LP), Samim Boztaş(Ben
Bilirim-2023) gibi müzisyenlerdi. Nur Moray davulda çoğunlukla sabit
kalırken, gruba kalıcı olarak katılan Caner Bora ve geçici olarak çalmış
olan Sefa Ulaştır gibi isimler de isimlerini Kurtalan hanesine yazdırdılar.
Kurtalan Ekspres'in 1975 yılında Hollanda'da Combo adlı Türk orkestrasından
bazı müzisyenler ile desteklendiği de bilinmektedir.
1975 sonunda yayınlanan 2023 uzunçaları Manço ile Kurtalan'ın kadro
istikarsızlığına rağmen Türk Rock ve hatta elektronik müziği açısından
önemli bir albümdür. Albümün elekronik müzik parçasının aynı zamanda albüme
ismini vermesi yapılan işin ne denli öncül bir hadise olduğunu açıklamaya
yeter de artar bile...
Kayaların Oğlu'nda filtrelenmiş davul makinaları ile o yıl yayınlanmış
olan Jean Michael Jarre'in Oxygene albümüne gönderme yaparken, 2023'de
ise Zager and Evans'ın In The Year 2525 şarkısına nazire yapan bir melodi
ile cumhuriyet'in 100. yılına fütürist bir elektronik destan yazmıştır.
Manço bu ilk uzunçalarında 2023,Baykoca Destanı gibi iki Ağır Türk Müziği
örneğinin yanısıra Tavuklara Kışşt De, Acıh Da Bağa Vir gibi çalışmalarıyla
kendi mizah anlayışından örnekler sunuyordu. Müziğiyle mizahı bütünleyen
Frank Zappa'nın getirdiği soluğu Türk anlayışına uygun olarak yeniden üreten
Manço, hayatının sonuna kadar onunla özdeşleşecek olan şarkı sözü tavrını
bu plakta geri dönülemez şekilde ortaya koyuyordu.
1976'nın Mart
ayında CBS ile anlaşan Manço, bu uluslararası şirket için Belçika'da çalışmalara
başladı. George Hayes orkestrası eşliğinde yapılacak bu çalışmada, easy
listening tarzı plakları ile bilinen Francis Goya da Manço'ya gitarıyla
eşlik ediyordu. Manço'nun Baris Mancho ismiyle lanse edileceği bu projenin
ilk formatında Manço'nun Rodos'a Doğru adında bir bestesi de yer alıyor.
İlk şarkı listesi şu şekilde açıklanmıştı: 2023, Yine Yol Göründü, Uzun
İnce Bir Yoldayım, Dragon Fly, The End of The Beginning, Lonely Man, Hawks
Fly (Altı çizili olanlar albümde yer almadı. Dragon Fly ise muhtelif Almanya
baskı kasetler ve Almanya baskı Yeni Bir Gün LP’sinde ve Baris Mancho albümünün
CD formatında Sony tarafndan yeniden yayınlanması münasebetiyle yayınlanmıştır.)
Baris Mancho adlı uzunçalar Temmuz 1976'da tamamlandı. Maliyeti 2 milyon
TL'sı olan bu plak 1977'nin Mart ayında piyasaya sürüldü.
1976 yılının yazında Türkiye'ye dönen Manço'nun Kurtalan Ekspresine
Dadaşlar'dan ayrılan Fehiman Uğurdemir ve Özkan Uğur katıdı. Özkan'ın gruptan
ayrılması üzerine eski Bunalımlar ve Erkin Koray elemanı Ahmet Güvenç basta
yerini aldı. Kurtalan'ın klavyecisi ise Dadaşlar'dan gruba geçen Kılıç
Danışman idi. Bu kadro yıllar sonra Levent Yüksel'in 2. albümü için uyguladığı
bir espiriyle "Barış Manço'nun Yeni Plağı" adıyla Rezil Dede-Vu Ha Vur
adlı çalışmaları kaydettiler.
Baris Mancho'nun tanıtım konserini 1977'nin Ocak ayında Suadiye
Atlantik sinemasında verdi. Konser kadrosunda Fehiman yerine CBS albümünde
de çalan Ohannes Kemer (vaftiz adıyla Ovanis Kemeryan), Ahmet Güvenç,
Caner Bora, Kılıç Danışman, Celal Güven yer aldı. Konserde, Ben Bilirim,
Rezil Dede, Uzun ince bir yoldayım, Yol Verin Ağalar Beyler, Lonely Man,
Acıh Da Bağa Vir, Kolbastı, Yine Yol Göründü, Nick The Chopper, 2023 (İngilizce
sözlü hali, yani; Lady of The Seventh Sky), Vur Ha Vur adlı şarkılar seslendirildi.
Bu konser, Küheylan, Estergon Kalesi, Genç Osman, Vur Ha Vur gibi şarkılardan
dolayı sorgulanan Manço kimliğinin tartışmaya yer bırakmaz şekilde açıklığa
kavuştuğu bir konserdi.
Barış Manço, bu konserde sol cenahta yer aldığını açıklamış ve Vur Ha
Vur'u sol yumruğu havada söylemiştir. Acıh da Bağa Vir şarkısını
okurken ise Süleyman Demirel taklidi yapmış, göbeğini şişirip "Böyyük Türkiyede
mebuslara yeni bir zam daha geldi. Eee napalım acıh da bağa vir" sözlerini
de ekleyivermiştir. 80'li yıllar boyunca apolitik bir çizgiyi takip
edecek Manço'nun politik duruşunu net bir biçimde ifade ettiği ilk ve son
konser bu olacaktır.
1977 Mart ayında hem beklenen LP yayınlandı hem de "Little Darling-
Emerald Garden" 45'liği...Aynı dönemde Barış Manço, sağ-sol gibi yatay
bir düşünceyi değil, ihtiyar-genç gibi dikey bir ayrımın varlığını savunduğunu
açıkladı. Haziran ayında ise Barış Manço, Edip Akbayram ve Ahmet Özhan
CHP'yi desteklediklerini açıkladılar.
1977 Temmuz'unda İzmir'de çalışmaya başlayan Manço 3 ay boyunca gazino
programı yaptı. Bu dönemde CHP'yi desteklediğini vurgularken "tarafsızlık
kaypaklıktır" demenin ucuz bir laf olduğunu ifade etti. Ayrıca, taraflılığın
sonunun olmadığını ve işin insanların birbirlerini vurmasına kadar getirildiğini
de bu dönemde ekledi.
1977 Eylül sonuna doğru bir ameliyat için Belçika'ya giden Manço'nun
sağlık sorunlarının başlangıcı da bu dönem oldu. 22 Ekim 1977'de Tur Organizasyonun
düzenlediği bir anadolu turnesine katılan Manço'nun alt kadrosu Neşe Alkan,
Bilgen Bengü, Altan Karındaş, Muzaffer Hepgüler'den oluşuyordu. Kurtalan
Ekspres'teki istikrarsızlık ise devam ediyordu. Kılıç Danışman, bu turne
öncesinde Kurtalan Ekspres'ten ayrılıp Biricik'in grubu ile bir başka
anadolu turnesine çıktı. Kurtalan'a gitarist olarak Özkan Uğur giriş yaptı.
Kasım 1977'de turnenin
Balıkesir etabında İstanbul Vatan Mühendislik son sınıf öğrencisi Yaşar
Topçu'nun öldürülmesi sonucu büyüyen olaylar Barış Manço Kurtalan
Ekspres'in de ülkücülerin saldırısına uğramasına neden oldu.
1978 Aralık'ında Barış Manço, İngiltere'nin ünlü Rainbow sahnesinde
konser verdi. Hepatit hastası olarak çıktığı konserin sonunda apar topar
hastahaneye kaldırıldı. Bu konserde Ohannes Kemer gruba sadece İngiltere
etabı için katılırken, Kılıç Danışman da yuvaya döndü. Anadolu turnesi
için katılan Özkan'ın gruptan ayrılması ile eski Kaygısız Fuat Güner gitarist
olarak gruba katıldı. Diğer Kurtalan elemanları ise Oktay Aldoğan, Caner
Bora, Celal Güven, Ahmet Güvenç idi.
Hastahane sonrası Manço'nun Türkiye'ye Jonathan Glemser ile kuracağı
yeni Kurtalan ile döneceği söylense de Mayıs 1978'e kadar Manço'nun X ışını
tedavisi bitmediği için bu grup gerçekleşemedi. Manço'nun hastalığı döneminde
ise Caner Bora, Ahmet Güvenç ve Oktay Aldoğan kısa bir süre için Cem Karaca'nın
Edirdahan topluluğuna katıldılar.
1978 Haziran'ında Türkiye'ye dönen Manço yeni plağını hazırlamaya koyuldu.
Böylelikle Yeni Bir Gün albümü sessionları da başlatılmış oldu. Bu plağın
ilk tasarımı double lp formatındadır. Kamil kızı Zeynep ile Karacaoğlu
Ahmet'in öyküsünün bulunacağı bu plakta ayrıca Yeni Bir Gün konsept çalışması
da yer alıyor. Kadri Şençalar'ın "Neyleyim Köşkü Neyleyim Sarayı", "Yemen
Türküsü" plakta bulunacağı açıklanmış diğer çalışmalardır. Yemen
Türküsü, Almanya kökenli bazı kasetlerde ve 45lik olarak yayınlansa da
diğer iki çalışmanın izine rastlanılamamıştır.
1978 sonuna doğru yayınlanan uzunçalar tek plaklık bir uzun çalar olarak
piyasaya sürüldü. Bu albümde gitarda Fuat Güner'in yanısıra Güner'in tavsiye
ettiği genç bir müzisyen olan Bahadır Akkuzu gruba katıldı. Yıllar içinde
görüntü olarak Ohannes Kemer'in yerini alma çabasını ön plana çıkaracak
olan Akkuzu müzikal anlamda grubun gerisinde kalacaktır.
Konu olarak Earth and Fire'ın "Song of the Marching Children" andıran
Yeni Bir Gün çalışmasının yanısıra, Kaygısızlar döneminde yapılmış Boğaziçi
ve Flower of Love şarkılarının elden geçirilmiş halleri olan Çoban Yıldızı
ve Bir Selam Sana, 2023'ün tematik devamı olan 2024, sıkı bir ethno jazz
çalışması olan Ham Meyvayı Kopardılar Dalından (Rainbow konserinde vokal
partilari Oktay Aldoğan tarafından çalınarak ilk kez enstrümental olarak
lanse edilmişti.), elektronik müzik ve kraut rock sınırlarında dolaşan
Gesi Bağları ve Barış Manço şarkı tavrının güzide örnekleri Sarı Çizmeli
Mehmet Ağa ve Aynalı Kemer yer alıyordu. Ne Ola Yar Ola adlı şarkı ise
Manço mistizminin doruğudur.
2023'den farklı olarak oturmuş bir çekirdek kadronun maharetlerinin
sergilendiği bu uzunçalarda belirgin bir jazz tınısı dikkat çekmektedir.
Bu uzunçaların tanıtımı ise 1978 Aralık'ında Şan Sineması'nda verdiği
"Giderayak" konseri ile yapıldı. Avrupa turnesi öncesi yaptığı bu konserde,
Aynalı Kemer, Gesi Bağları, Sarı Çizmeli Mehmet Ağa, Bir Selam Sana, Çoban
Yıldızı, Kol Bastı, Lambaya Püf De, Acıh Da Bağa Vir, 2024, Yine Yol Göründü
Gurbete, Ne Ola Yar Ola, Ham Meyva ve potbori şeklinde Dağlar Dağlar, İşte
Hendek İşte Deve, Gamzedeyim, Nazar Eyle, Ben Bilirim,ayrıca Nick The Chopper,
Kısa Bir Günün Öyküsü (Yeni Bir Gün) çalındı ve söylendi.
Yeni Bir Gün, Barış Manço'nun uluslararası kariyer anlamındaki savaşı
sırasında ihmal ettiği Türkiye cephesine dönüşünü ve yerini sağlamlaştırmasını
sağlamıştır. Manço, pek çok röportajında bu dönemi ustalığa geçiş olarak
nitelendirmiştir. 1979 yılnda Cem Karaca'nın Türkiye'de etkinliğini yitirmeye
başlaması da Manço'nun yeniden doğuşunu hızlandıran önemli bir faktördü.
Yavuz Plak
ile anlaşmazlığa düşen Manço, bir an önce şirket değiştirme arayışları
içerisinde Yavuz'a olan 1 albümlük borcunu sadece kaset olarak çıkan "20.
Sanat Yılı Disko Manço"yu yaparak ödeme yoluna gitti. Kasetin Almanyadaki
Türk işçileri eliyle Türkiye'de korsanının çıkarılması ise Türkiye'de bu
albümün plaklaştırılmaması için bahane oldu. Bu albüm kaset formatında
Yeni Bir Gün uzunçalarından şarkılarla desteklenmiş, yeni kayıt olarak
Şan Sineması konserinde yaptığı potborinin stüdyo ortamında düşük kalitede
bir düzenlemeyle ve nispeten az enstrümanla yeniden seslendirilmiş
hali yer almaktadır. Albümden bize kalan tek neşe vesilesi ise Nick The
Chopper'in Türkçe verisyonundaki "Anne Bana Çay Yap Demli Olsun. Baba Bana
Para Ver Binlik olsun." sözleri ve şarkının içinde ortaya çıkan chipmonk
sesli yaratıkların "Aslan Barış Abi Aslan Kurtalan Ekspres" tezahuratlarıdır.
1980 yılında topluluğa sax ve flütte Serdar Ertürk katıldı. Ayrıca,
Almanya'ya yerleşme planları yapan Fehiman Uğurdemir de Kurtalan'ın vagonlarından
biri oldu. Kılıç Danışman ise grubun bazen katılan bazen ayrılan uçarı
elemanı durumundaydı. Bu dönemde örneğin Ağustos ayı konserlerinde Kurtalan
Ekspres'te klavyeli çalgıları Serdar Ertürk, Fehiman Uğurdemir ve Barış
Manço'nun ortaklaşa çaldıklarını görüyoruz.
1980'de 8 Kasım'da Emek sinemasında, 9 Kasım'da ise Suadiye Atlantik
Sinemasında gerçekleştirilen "Özlenen Randevu" konserleri o yılın en fazla
ses getiren Manço canlı performanslarıdır. Bu konserde daha önceleri
Kaygısızlar döneminde Suzanne olarak konserlerde seslendirilen Şehrazat
bu kez Korsakov'un eseri intro olarak seslendirilmek suretiyle yeni
haliyle dinleyici karşısına çıkıyordu. Bu konserlerde, Fehiman Uğurdemir,
Bahadır Akkuzu, Ahmet Güvenç, Celal Güven, Caner Bora, Serdar Ertürk ve
Nejat Tekdal (klavye) yer alıyordu. Şehrazat'ta ise gruba 4 senfoni
orkestrası müzisyeni eşlik ediyordu. Konserin bir başka süprizi ise Arapça
olarak seslendirilen İşte Hendek İşte Deve idi.
1980 Ekim'inde ise daha önce Nazan Şoray tarafından plak yapılmış olan
Hal Hal arka yüzünde önceleri Disko Manço'da editsiz olarak yer alan Eğri
Büğrü ile birlikte yer alıyordu. Bu plakta Nejat Tekdal gruba dahil olmadığı
için klavyeli sazları (Manço'nun deyimiyle tuşlu sentez çalgılarını) Barış
Manço çalıyordu.
1981 yılında Temmuz ayında tamamlanan kayıtlar sonucunda funky tınılarla
bezeli Barış Manço albümü Sözüm Meclisten Dışarı yayınlandı. Popüler ile
avantgarde arasında garip bir yer işgal eden albüm geniş bir kitle tarafından
kabul gördü. O dönemde keşfedilemeyip gelecekte Manço'nun alameti farikalarından
biri olacak olan Dönence, bir EMS synthesizer harikası olarak müzik dünyamıza
kazınırken (Manço, bu cihazın kullanımını Almanya'da elektronik müzik eğitimi
görmüş olan Gökçen Kaynatan'dan öğrenmiştir.), Moog solosuyla Türk dinleyicisinin
kulağını anolog synthe tınısına açık kılan Gülpembe, rap denemesi
Sözüm Meclisten Dışarı (açık bir ritminin olmaması sizleri yanıltmasın),
uzun klasik introsuyla Şehrazat ve 2023 serisinin son halkası olan 2025
bu albümün geleceğe kalan sıradışı unsurları idi. Albümün geri kalan bölümü
ise funky bir Kurtalan Ekspresin performansı ile bezelidir.
Kılıç Danışman'ın aralıklarla gruba girip çıktığı bu dönemde Manço'nun
Egemen Bostancı ile 1002. Gece Masalları adlı bir müzikal tasarladığı görülmektedir.
Bostancı ile anlaşamayan Manço bu çalışmanın ana temasını 1983 albümü Estafurullah
Ne Haddimize kapsamında yayınladı.
1983 albümü Manço'nun ahlaki anlamda fütüvetnamelerden fırlamış gibi
damıtılmış Manço sözlerinin yer aldığı bir albümdür. Köksüzlük ve
liberal yeniden türediciliğin yükselen değer kabul edildiği 24 Ocak sonrası
bankerzede günlerin içinde Eski Bir Fincan, Kazma, Halil İbrahim Sofrası
bu zorlu geçişi yaşayan Türk halkı için tabiri caizse ilaç gibi şarkılardı.
İlginçtir ki, Türklerin kendi değerlerinden kopmayı iyice kabullendikleri
90'ların ikinci yarısında Manço popülaritesi de ölümüne kadar ertelenecektir.
1984 yılında Jean Jaques Falaisse'in Kurtalan Ekspres'e katılımı ile
uzun süredir özlemi çekilen klavyeci istikrarına 2 sene boyunca kavuşulmuş
olur. Falaisse, Yamaha DX-7 ile grubun ilk digital synthesizer çalan
elemanı oldu. Bahadır Akkuzu'nun askere gittiği bu dönemde grubun en kıdemli
üyesi Celal Güven grubun sözcüsü olur. 24 Ayar albümünün maketini de ortaya
çıkartan Celal Güven ve Falaisse olur. 24 Ayar albümü, Kurtalan Ekspres'in
2. plana itilerek Manço'nun grup müziğinden kopuşunun ilk göstergesi olmuştur.
Sözler itibarıyla zaman zaman mutasavvıf bir uslubun benimsendiği (Dört
Kapı) albümde Manço, yaşadığı dönemin iyi bir gözlemcisi olduğunu göstermiştir.
Lahburger, kapımızda bekleyen Amerikan yaşam stilinin ve hızlı tüketim
alışkanlıklarının mevcut dinamiklerle nasıl bir senteze ulaşacağı konusunda
oluşturduğu simgesel bir fütürizm çalışmasıdır. Albüm tınısı dönemin baskın
türü new wave ve 80'lere özgü pop ve rock yaklaşımlarının anadolu pop ile
sentezlenmiş halidir.
1986 yılının Barış Manço'su J.J. Falaisse'in ülkesine dönmesi üzerine
klavyesiz kalmış (Ömür Gidel'in özellikle 1983 sonrası joker keyboardçu
olmasına rağmen) Kurtalan Ekspres ile ilişkilerini yeniden masaya
yatırmış idi. Bireysel anlamda popüler olan Manço, gelişen eşlik teknolojileri
nedeniyle grubu sahnede koruyarak albümlerden çekme niyetindeydi.
Bahadır Akkuzu'nun dönüşü ile birlikte sözcülük Celal Güven'den alınarak
Akkuzu'yu verildi. Değmesin Yağlı Boya albümünde de süpervizörlük Bahadır
Akkuzu'ya verildi. Albümde Caner Bora tamamen devre dışı bırakılırken klavyeli
sazlara Garo Mafyan konuk müzisyen olarak katıldı. Manço'nun gelecekteki
albümlerinin kara haberi olarak Mafyan iki şarkının düzenlemesini bizzat
üstlendi.
Konserler ile sınırlanmış olan Kurtalan Ekspres'de Caner Bora aşamalı
olarak devre dışında kalırken, önce dijital perküsyonda sonra da davulda
Bahadır Akkuzu'nun kardeşi Cihangir Akkuzu ismi grup ile birlikte
anılmaya başlandı. Klavyeli çalgılarda Ufuk Yıldırım yer alırken zaman
zaman da Garo Mafyan klavyeci olarak gruba katıldı.
Kurtalan Ekspres'in fiili olarak sona ermesi ise 1988 yılında Celal
Güven'in gruptan ayrılması ile gerçekleşmiştir. Celal Güven'in yerini alan
Hüseyin Cebeci'yi 1988 yılında Full Aksesuar Manço plağında Barış Manço'nun
müziğine giren vokalistler Özlem Yüksek ve Yeşim Vatan takip etti.
1988
yılında yayınlanan son Barış Manço plağında Garo Mafyan ve Ufuk Yıldırım
syntheclavier ve midi düzenlemeler ile yer alırken Bahadır Akkuzu zaman
zaman cozz eden gitarıyla bu sounda katkıda bulundu. Yetişkin mi
çocuk mu olduğunu anlayamadığımız hanım vokaller ise içimizi daraltmakta
birebir etkili oldular.
1988 albümünde Barış Manço karizmasının bir parçasını oluşturan epik
karakter Kul Ahmet ile grup müziğinden ziyade unutulan bazı değerleri dile
getiren Barış Abi imajını sürdürmeyi yeğledi.
88 yılında Manço'nun televizyonda 7'den 77'ye programına başlamasıyla
beraber, artık müzikle uğraşacak pek zamanı olmayan meşgul bir Barış Abi'dir
full aksesuar Manço'muz...
1989 yılında Darısı Başımıza albümü ile yine mesaj veren ama müzik veremeyen
bir Barış abi vardır karşımızda. Besteler kötü olmamakla beraber albümün
yapım ve düzenleme aşamasında ruhsuz bir Manço vardır bu albümde.
1991 yılında Japonya'yı keşfeden Manço, Kurtalan'a Elif Turhan
ve Eser Taşkıran'ın da katılımıyla 3 klavyeli 3 perküsyonlu 2 vokalistli
ışık gösterileriyle büyütülmeye çalışılan, ancak albüm kayıtlarından hallice
ses verebilen bir yurttan sesler korosu eşliğinde Japonya konserleri
verdi. Bu konser dizisi, 1996 yayınlanan Live In Japan albümü ile özetlendi.
Böylelikle 1983'den o döneme kadar yayınlanmış gerçek anlamda ilk Kurtalan
Ekspres albümü gerçekleşmiş oldu.
1992 yılında Mega Manço'yu yapan Barış Manço, Ayı, Süleyman gibi şarkılarla
kendini dinletmeyi başarsa da 92 sonrası "pop patlaması" diye tabir edilen
kör döğüşünde onun uyguladığı formülü uygulayan bir sürü yeni yetmenin
kol gezdiği bir ortamda 1988 ve 1989 yılında uyguladığı bilgisayarlı formülün
eskisi kadar prim yapmadığını farketti.
1995 yılında kendi içinde bir olumlu geri dönüş yapan Manço, Müsadenizle
Çocuklar albümünde sac ayakları Garo Mafyan tarafından oluşturulmakla birlikte
Kurtalan Ekspres elemanlarından katkılar almayı ihmal etmeden, 1989'dan
beri ilk akustik tınılı albümünü yaptı. Ancak albümün popüler şarkısı Müsadenizle
Çocuklar eski tas eski hamam formülüne rağbet ettiği için Manço'nun toparlanma
yönündeki çabası gözlerden kaçtı.
Bu dönemde Barış Manço'nun 80'lerdeki apolitik tavrından sıyrılıp, 28
Şubat, 12 Eylül gibi demokrasinin kesintiye uğradığı dönemleri doğru bir
yerden değerlendirerek "darbe" olarak nitelendirmiş ve bu dönemlerde halkın
türküye sığındığını bir televizyon programında ifade etmiştir. Muhtelif
üniversiteleri dolaşarak konferans verdiği bu yeni dönemde piyasa koşulları
ve kendisini 88 yılından bu yana konumlandırdığı yer itibari ile fiilen
emekliliğini ilan etmiş gibidir.
1996 yılında yayınlanan canlı albümün akabinde Manço'nun televizyon programlarına
dahi özel TV kanallarından müşteri bulamaz duruma geldiğine şahit oluyoruz.
Bu dönemde belgesel projelerini gerçekleştirme yönünde çalışan Manço, müziğe
gerçek anlamda döneceği bir projeye soyundu. Kablumbağanın Öyküsü adlı
bu albüm projesi dönemin iğrenç "nostalji" eğilimi nedeniyle Emre
Plak tarafından geri çevrilmesi üzerine Mançoloji adlı bir "en iyiler"
toplamasında karar kılındı.
Mançoloji adlı "en iyiler" albümü için 1999 31 Ocak'daki ani ölümüne
kadar yapılan kayıtlar 1990'lar boyunca yapılmış en iyi stüdyo kayıtları
olmakla beraber yapımcı firma tarafından empoze edilmiş bazı düzenlemeler
(örneğin alaturka Dağlar Dağlar yorumu) bu albümün tamamen Barış
Manço albümü olmasını engellemiştir. Düzenlemelerin Kurtalan Ekspres'in
son 10 yılında bulunmuş klavyeci Eser Taşkıran tarafından yapılmış olması
olumlu bir puan olmakla beraber, çalan personel Kurtalan Ekspres personelinden
ziyade piyasa müzisyenlerinden oluşması albümü ister istemez tınısal ayırt
edilebilirlikten uzaklaştırdı. Manço'nun vefatının ardından oluşan rantın
değerlendirilmesi amacıyla tekli bir albüm oluşturacak kadar iyi materyal
içeren albüm, aceleye getirilmiş miksajıyla ve "o bizi çok sevmişti." tarzından
salya sümük kapağıyla tam bir istismar vesikasına dönüştü.
Barış Manço, ülkenin algı kodları itibari ile kendini kilit bir yerde
konumlandırması ve batılılaşma yönündeki kör ve sağır ilerleyişimizde bu
topraklardan gelen güven verici bazı sıcaklılıkları oynadığı rolün içerisine
özenle serpiştirmesi nedeniyle toplumsal güven arayışımızın bir simgesi
gibiydi. Öte yandan ölümüne yakın o da hepimiz gibi veya hepimizin olması
gerektiği gibi huzursuzdu. Bu huzursuzluğuna ölümünden sonra yayınlanan
ucube saygı albümü, Barış Manço senfonisi olduğu iddia edilen "tavşanın
suyunun suyu" albüm ve tabii ki 2023 olduğu iddia edilen "yasalı buysa
korsanı ne olsun?" dedirten garabet de biraz da kemik sızlaması aroması
katıyordur.
Münir Tireli (Munimonde)
e-mail: munirtireli@yahoo.com
23.12.2004
Ankara